Kategori: Sevdiklerim

  • Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek – I – Adnan Yücel

    Aşksız ve paramparçaydı yaşam bir inancın yüceliğinde buldum seni bir kavganın güzelliğinde sevdim. bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek! Aşk demişti yaşamın bütün ustaları aşk ile sevmek bir güzelliği ve dövüşebilmek o güzellik uğruna. işte yüzünde badem çiçekleri saçlarında gülen toprak ve ilkbahar. sen misin seni sevdiğim o kavga,…

  • Tek Hece – Cemal Safi

    Var mı beni içinizde tanıyan Yaşanmadan çözülmeyen sır benim Kalmasa da şöhretimi duymayan Kimliğimi tarif etmek zor benim Bülbül benim lisanımla ötüştü Bir gül için can evinden tutuştu Yüreğine Toroslar’ dan çığ düştü Yangınımı söndürmedi kar benim Niceler sultandı, kraldı, şahtı Benimle değişti talihi, bahtı Yerle bir eyledim taç ile tahtı Akıl almaz hünerlerim var…

  • Feryad û İsyan – Ozan Emekçi

    Şiir aynı zamanda yazarı Aşık Ozan Emekçi‘nin çocukluk arkadaşı Mazlum Çimen tarafından “Feryad-ı İsyanım” adıyla da bestelenmiş olup “Kayıp Destan” olarak da bilinmektedir. Kitabın bulunması çok zor olduğu için açıkçası buradaki halinin hangi baskıdan olduğunu bilmiyorum. İlk baskısında 77 dörtlük vardır fakat sonraki basımlarda 83 dörtlüğe ulaşmıştır. Mem nelere gark olmadı Zîn’in ateşi için Ferhad…

  • Kaplan! Kaplan! – William Blake

    Kaplan! Kaplan! gecenin ormanında Işıl ışıl yanan parlak yalaza, Hangi ölümsüz el ya da göz, hangi, Kurabildi o korkunç simetrini? Hangi uzak derinlerde, göklerde Yandı senin ateşin gözlerinde? O hangi kanatla yükselebilir? Hangi el ateşi kavrayabilir? Ve hangi omuz ve hangi beceri Kalbinin kaslarını bükebildi? Ve kalbin çarpmaya başladığında, Hangi dehşetli el? ayaklar ya da…

  • Göğe Bakma Durağı – Turgut Uyar

    İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar Şu aranıp duran korkak ellerimi tut Bu evleri atla bu evleri de bunları da Göğe bakalım Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım İnecek var deriz otobüs durur ineriz Bu karanlık böyle iyi aferin…

  • Mıknatıssız Pusula – Ah Muhsin Ünlü

    ben sana düzenli olarak telefon ediyorum. adlı bir cengaver olarak telefon ediyorum. hakiki cinayetler işleniyor görüyorum. isa görüyor, şeyhim görüyor, ben görüyorum. ben sana düzenli olarak telefon ediyorum. yüzyıl şilisinden bir jazz javulcusu inliyor tam arlarımda hiç durmadan kentli mağlup kıyasıya mağrur ve mor bir çocuğum şimdi pişman olmak için birbiriylebağlantılıyüzbinlerceyılım var. seni sevmem bu…

  • Siyah Gözlerine Beni de Götür – Nurullah Genç

    Daha dokunmadan kurudu irem çöllere bir türlü yağamıyorum yeni bir koşunun başlangıcında biraz deprem sonrası biraz şehir hülyası bir kalp yangınından geriye kalan siyah gözlerine beni de götür artık bu yerlere sığamıyorum. Pembe uçurtmalar yolladığından beri sarardı tiryaki menekşeleri sonbaharın tozlu kafeslerinde sevgi turnaları yakalıyorum turnalar gidiyor; ben kalıyorum avareyim,asudeyim,yorgunum bilmiyorum neden sana vurgunum Erzurum…

  • Şeyhim Beni Işınla – Murat Menteş

    şeyhim beni 70’lere ışınla, 3 milyar saniyem bitmeden önce sonsuzluğu bükeyim, kalan ömrümce. tasavvuf strese iyi geliyor bence. bir fırt ab-ı hayat versene şeyhim dindirsin faniliğin hararetini. bitsin mutat prova, deney, tatbikat; ecel formalitesi, azap rutini. şeyhim nedir bütün bu illüzyonlar seraplar? aşk üçgeni, meşk dairesi, kudret karesi, zeval kulvarındaki zırhlı araçlar? şimdi yani tam…

  • Okumuş Bir İşçi Soruyor – Bertolt Brecht

    Yedi kapılı Teb şehrini kuran kim? Kitaplar yalnız kralların adını yazar. Yoksa kayaları taşıyan krallar mı? Bir de Babil varmış boyuna yıkılan, kim yapmış Babil’i her seferinde? Yapı işçileri hangi evinde oturmuşlar altınlar içinde yüzen Lima’nın? Ne oldular dersin duvarcılar Çin Seddi bitince? Yüce Roma’da zafer anıtı ne kadar çok! Kimlerdir acaba bu anıtları dikenler?…

  • Yürekten Sevdiğim – Karl Marx

    Karl Marx’ın karısına yazdığı mektuptur. Manchester, 21 Haziran 1865 Yürekten sevdiğim, Sana yine yazıyorum çünkü yalnızım ve çünkü kafamın içinde seninle konuşurken senin bunu bilmiyor, ya da karşılık veremiyor olmana katlanamıyorum. Kısa süreli ayrılıklar iyi oluyor, çünkü hep bir arada olunca her şey ayırt edilmeyecek kadar birbirine benzemeye başlıyor. Yan yana durduklarında kuleler bile cüceleşirken, alelade…